2 Eylül 2011 Cuma

Kafadan konular

Teoman'ın Babylon Aya Yorgi'de son Türkiye konseri vardı bu gece... Baya tribüt gibi olmuş. Ben yoktum. Gazeteler "Teo n'olur müziği bırakma, bu bir başlangıç olsun" gibisinden haberler geçtiler kendi internet sitelerine... Ya, ben anlamıyorum bu işi; sonunda fatura yine Teo'ya kesilecek; "madem bırakıyorsun, adam gibi bırak git işte medyayı aldın yanına popülist mopülist" diyecekler...
Oysa, bin yıldır Teo'nun temel sorunu bu. Samimi olduğundan şüphe eden varsa ben o kişinin samimiyetinden şüphe ederim de; samimiyet de öyle saldım çayıra mevlam kayıra bir his değil işte maalesef... Kim o sahneye çıkıp, o ilgiyi görünce coşmaz ki? Peki kim, Teo ilgiden coştukça, bir boşluk buldum buradan çakayım demez? Ben demem, ama diyecek olan çok...

Yalçın Çınar... Babamın; çok eski yıllardan, Bab-ı Ali yıllarından, Cağaloğlu'ndan silah arkadaşı... Silah? Adam öldürmeyen cinsten. Gazeteciliğin gazetecilik olduğu yıllardan, bir haber fotoğrafının ajans işi olmadığı yıllardan kalan temiz bir isim zihnimde; Yalçın Çınar... Kanser belasına yenik düştü, dün uğurladık. Babam orda ilgilenir kendisiyle diye tahmin ediyorum. Tek sıkıntım görememiştim uzun zamandır, babama bir selam yollayamadım vesilesiyle... Milliyet koridorlarında büyümüş biri olarak Yalçın Ağabey gibi birini kaybetmek nedir bilirim Türk basını açısından (medyası değil basını)...

Sertab Erener bizim gazeteye verdiği röportajda demiş ki "Fazıl Say, doğumgünü için çağırdığında yaptığı gibi telefon açıp, yüzüme söyleseydi söyleyeceğini keşke; Twitter'dan şakımasaydı". Haklı Sertab! Hikayeyi biliyorsunuz. Somali'ye AKP ile gittiği için eleştirdi Mösyö Say, Sertab'ı...
Partizanlıktır dedi, bakın bana CHP'den teklif geldi bana partizan demesinler diye onu da reddettim dedi. Ama hala gitmedin oraya? Bu saldırganlık beni sıkıyor artık. Gitmen de gerekmiyor zaten. Ama oturduğun yerden saldır; kafanı toplamadan, kıçını kaldıramadan saldıroğlusaldır... Hic gerek yok bunlara... Sen yaz usta... Bin diyezlere bemollere, uç git; biz anlarız. Politik olmak için, tepkini göstermek için ne hacet çirkinleşmeye...

Ahmet Hakan, Şahan'a "durum komedisisin kendine gel" demiş, Şahan da "sen sincapsın Ahmet, seni anime edeceğim, ele güne rezil edeceğim, yeni filmimde sincap rolü vereceğim" demiş. İki "ters kompleks" bir köprüde karşılaşmış... Ahmet Hakan, Cem Yılmaz ligini belirlemek ister, "ben o ligteyim" demek ister. Öbürü Bentley'ini park edecek yer bulamamış çünkü sitede oturuyor o kadar paranın içinde... Sadece 1 araba parkına izin varmış. Çok arabası var, gerisini sokağa park etmek zorunda kalıyormuş. Sitede oturmak, ama lüks sitede oturmak önemli Şahan için. Ahmet Hakan için de, "Cem Yılmaz daha iyi" demek önemli. Herkes kendini bir şekilde belirliyor. Cem, bize fazla bu arada. Nal toplamak da bu arkadaşlara düşüyor.

Ben Doktorlar dizisinin çılgın tekrarları devam etsin istiyorum. İlk yayınlar sırasında bu kadar sevmemiştim. Günde 8 saat Doktorlar seyrettim, Toraks BT falan, kardiyovasküler bişey bişey hepsini öğrendim. Twitter'daki etkin arkadaşlar gibi dalga da geçmiyorum. Grey's Anatomy'den sıkılıyordum bunu böyle hep seyrediyorum, terapik bişey...  @CuneytTurel başhekimse ben izlerim arkadaş :) Günde 8 tekrara rağmen AB'de, Türkiye genelinde ilk 10'da Doktorlar... Memleket doktora meraklı, ister gerçek ister yalan olsun; yeter ki doktor olsun :)

Facebook futursuzca siliyor grupları. Benim PopVirus grubumu sildiler, cengaverce saldırdık, geri geldi. Ama pek yakında yeni formata geçiyorlar. Grupları tutacaklar ama üyeleri silecekler. Eğer önemliyse sizin için o grup, derhal Fan Page'e geçirin şimdiden.

Bloomberg'de Kelime Oyunu yerine o tuhaf yarışma geldi diye çok mutsuzum. Yeni format, soru kalıpları, yaklaşım pek kötü... Oysa Kelime Oyunu, içinde zeka barındıran, mizah barındıran, ulan bu memlekette kelimelerle doğru ilişki kuran insanlar da varmış diye düşündüren bir yarışmaydı. Format yaratıcısı, Türkçe dostu İhsan Bey de hiç mutlu görünmüyor sunarken...

Lady Gaga, "Amy Winehouse'un hayatı filme çekilecekse başrolü ben oynamalıyım" demiş. Amy yattığı yerden kalksa bi saç saça girse ya bunlar... Şimdi Amy adına konuşmayayım ben... :)

8-12 Eylül arası Bodrum Karnavalı var. Son gün Mazhar Fuat Özkan çıkacak. Gitmeyi düşünüyorum. Bir keresinde Özkan Uğur abimizle bir muhabbet sırasında bana dedi ki kendisi: "Mor ve Ötesi öyle anti emperyalist takılıyo arkasında büyük sponsorlar falan var". Ben de dedim ki cevaben, "e siz de kendinize emefö diyorsunuz, bi sürü reklamda oynuyorsunuz", cok bozuldu. Bozulacak bisey yok. Din kardeşiyiz birbirimizi yemeyelim :) Mazhar Fuat Özkan'ın hastasıyız. Hepimize geçmiş olsun.

Fida Film, TNT için Hababam Sınıfı'nı dizi yapmış. Yeni yayın döneminde yayınlanacak. Felsefeci Akil Hoca'yı (Akil Öztuna) Nihat Doğan, Bedenci Badi Ekrem'i (Şener Şen) Yılmaz Morgül oynayacakmış.
Felsefe bugün Türkiye'de; Nihat Doğan'ın oradan buradan arakladığı özlü sözler, beden eğitimi de işte Yılmaz Morgül'ün ağlamaklı kırıtması...
Rıfat Ilgaz'ın İnek Şaban'ı, çalışkandı belki. Kemal Sunal'ın çizdiği Şaban karakteri gibi değildi. Ancak yönetmen olarak ne Ertem Eğilmez, ne Kartal Tibet böyle bir küstahlığa cüret etti... Fida Film, sana bişey demiyorum. Hababam, güm güm güm diyorum sadece...

* Daha çok konu var aslında ama şimdilik burada kesiyorum. Uykum geldi.