29 Mart 2012 Perşembe

Seda Sayan ve "yaş"lanamayan kadınlar

Yaşları, geçen yılları insanların başına bela ettiler. Özellikle de kadınların. Oysa ben şimdi geçmişime bakıyorum da; yirmilerinde olanlar, kırklarında olanlar kime aşık olduysam hep yüzlerindeki çizgileri sevmişim. Yirmilik kızda ne çizgisi diyeceksiniz...
Öyle demeyin, yirmilik kız arkadaşında bile ağlarken belli belirsiz bir çizgi olur göz kenarında. Eğer sevgilini ağız dolusu güldürebiliyorsan dudağının yanı başında yine çıplak gözle görülemeyen belirsiz küçük çizgiler oluşur. O çizgiler, yaş aldıkça kadınlar belirginleşir. O çizgilere bakıp heyecanlanıp sevişmek isteyebilirsiniz. Ya da porno sitelere girersiniz birbirinden ayrık koca memeli, bütün çizgilerini "seksi" olmak için botokslamis kadinlara bakarak masturbasyon yaparsiniz.
Bu dusunceler, siz meyhanede erkek arkadas tayfanizla içip "karı kız" muhabbeti yapılırken anlatırsaniz çok mana ifade etmez. Herkesin masturbasyonu kendine, o da beynindeki çizgilerle ilgili birşey; ne kadar kıvrım varsa beyninde o kadar artar o çizgileri sevme ihtimalin.
Bir kadının yüzü; bir coğrafya haritasıdır. Nereye gitmiş, kimi sevmiş, kim darbesini vurmuş kapiyi carpip cikmis, o darbenin intikamını kimlerden almış; eger o cizgileri sevebiliyorsan hepsini gorursun. Bir gun bir erkek olarak o çizgilerden "heyecanlanacak" hale gelirsen de inanın dunyada sevisemeyeceginiz kadın yoktur. Kalmayacaktir...
Ama çelişki şu; siz çizgileri sevmeyi baslamanizdan itibaren "skorer" bir oyuncu olmaktan vazgeçmişsinizdir. Sevişmezsiniz olur olmaz. O kadının, sadece siz onu anladiginiz icin sizinle sevismeye karar verdigini hemen anlar, ertelersiniz. Nasılsa bir gün sevişilir. Önce konuşmak lazım. Çizgileri seven adam da tam oradan tahrik olur. Sevisirse de işte öyle güzel sevişir... Konuşarak, anlayarak.
Bugun bir haber izledim "Seda Sayan'ın gençlik sırları".... Ben onun gençliğini bilirim. O da benimkini... Burada Seda Sayan'ı örnek vermem, ona özel bir durum degil. Bir sembol Seda Hanim. Çizgilerini sevmek yerine; sanki star kalmak için çizgilerden vazgeçmek şartmış gibi her tarafını estetisyenlere elletiyor yıllardır. Sonra diyor ki her sabah bal yiyorum İsmail Türüt köyden getiriyor. :)
İsmail Türüt sana köyden biraz masumiyet getirsin. Kendisi de efendi olsun; elli tane kadını elli çeşit nikaha alıp sonra harbi delikanlıyım diye dolaşmasın ortada.
Ne diyorduk; bir kadın coğrafya haritasıdır. Öyle bir harita olduğunu fark edene kadar çok kaybolursun içinde, karmaşık dersin, vıdıvıdıcı dersin; havaya sıkarsın senelerce boşuna. Ama bir de buldun mu haritayı .... Seda Sayan'a bile veresin gelir, geç de olsa yolunu bulsun diye :) İsmail Türüt de Allah'a havale...