4 Şubat 2011 Cuma

İnsan degilsiniz...

Ne kadar üzülüyorum bilemezsiniz...
İnsanın insana ettiğine.
İnsanlıktan çıkamaz hiç kimse... Bir arkadaşım örnek verdi; "sen insan değilsin" derler ya; herkes insandır. Yapılan edilen her şey insana aittir. Bizim çok canımızı acıtan tecavüzcüler, katiller, çocuk pornocuları falan hepsi insandır. Tedavi olmaları gerekir, ıslah edilmeleri gerekir.
Biz oturduğumuz yerden linç ederiz, üç beş kişi bir araya gelince fiziksel şiddete dönüştürmemiz an meselesidir bu ruh halimizi. Suçtur cezası vardır ayrı meseledir ama biz insan olarak kafamızda yargılar, ipini çekeriz.
Bizden değil! Ne küçük dünyalar, ne kadar yazık. Bırakın tecavüzdür, cinayettir o büyük yanlışları; en basit olayda kendi içindeki pisliklerle yüzleşemez de insan, birinin en küçük yanlışını görünce aslan kesilir.
Bugün 15-24 arası kitle gençtir, koruma altına alınmalıdır diyen Dünya Sağlık Örgütü "eşcinselliği" uzun bir dönem hastalık kabul etti mesela. Ana Britanicca Ansiklopedisi'nin "AIDS" maddesine bakın ilk baskılarında "bir eşcinsel hastalığı" yazar. Bilim bile, insanları yaftalıyor yani. Sonra aklı başına geliyor; düzeltiyor; onun adı da bilimsellik oluyor. Eşcinseller, marjinaller, içki içenler, senin gibi olmayanlar hep tu kakadır.

Aslında konu şu; bu dünyayla, insanlarla bir derdin vardır. İçinde kendinden memnun değilsindir. Habire insanlara saldırır rahatlarsın. Sonra sana yazar derler, fikir lideri derler birşey derler. Çok önemli biri olduğunu sanırsın, ama azıcık nasip yoktur sende insanlıktan.
Hiç tanımadığın insanları onun bunun lafıyla eleştirir; işin buna müsait olduğu için yandan pay çıkarırsın kendine...
Ben çok gördüm bu tipleri... Saldırgan olurlar. Saldırarak kurtulacaklarını sanırlar. İçlerinde üzerine yorgan döşek örterek sakladıkları onca yalan ortaya çıkmasın isterler... İster genç, ister yetmislerinde olsun; o yalnızlık, o nefret iliklerine işlemiştir. Aşağıda yazacağım şeyin yukarda verdiğim örneklerle hiçbir ilgisi yok. Ama bir yandan da var çünkü; Defne'yi de "arkasından" konuşarak linç etmek istiyorlar. Internette kalıyor o lakırdılar; yarın çocuğu 7G ile internete bağlanınca annesi ile ilgili yalan yanlış neler okuyacak, hesaba katıyor musunuz? Vicdanınız yok mu hiç...
Ben o gece Eelence'ye gidebilirdim. Uzun süredir görmediğim arkadaşım Defne ile karşılaşabilirdim. Özlemle sarılabilirdim. Keyifsiz olduğunu, iki bira içtiğini ve çarpıldığını anlayıp istersen böyle eve gitme; bende kal diyebilirdim. Yolda elele yürüyebilirdik. Evde kendisine bir yatak yapabilirdim. Aramızda duygusal bir yakınlaşma olabilirdi. Ben onu alnından öpüp, iyi geceler diyebilirdim. Defne, benim evimde ölebilirdi.
Bunlar mümkün. Ama her şeyi siyah beyaz görecek kadar küçük dünyaları var insanların. O dünyaya sığınıp "yaşıyorum" sanıyorlar. Fırsat buldukça da kendileri gibi olmayanlara saldırarak; bazen de konumları itibariyle, ses getirsin diye yazılar yazarak "adam" sanıyorlar kendilerini. Hiçbiriniz adam değilsiniz. İnsan değilsiniz...