11 Temmuz 2011 Pazartesi

Kutlu konser haftası...

18’inci İstanbul Caz Festivali’nin en önemli konserlerinden biriydi ‘Tribute To Miles’. Şaka gibi; 20 yıl olmuş Miles Davis uçup gideli. Ben 1988’deki açıkhava konserini izlemiş şanslı bir adamım. Bu turnenin fikir babası Marcus Miller aynen şöyle dedi: “Bu Miles şarkılarına adanmış bir turne değildir. Ruhuna adanmıştır; Miles’ın hayatı film olsaydı soundtrack’i böyle olurdu...” Turnenin ilk konseriydi. Shorter, Miller ve Hancock için de büyülü anlardı. Bir ara öyle bir ruh haline girdik ki; Miles sahneye çıksa şaşırmayacaktık. Üstadın bildik şarkılarını bekleyenler hayal kırıklığına uğradı belki. ‘Tutu’yu, ‘So What’ı, ‘Time After Time’ı azar azar hissiyatımıza eklediler.

* Cuma günü TT Arena’daki Bon Jovi konseri Türkiye’deki en iyi stadyum konserlerindendi. 35 bini aşkın biletli izleyici hayatının en güzel deneyimlerinden birini yaşadı. Geçen ay turnenin Zagreb ayağını izlemiş, “Darısı İstanbul’un başına” demiştim. Zagreb solda sıfır kaldı. Bildiğim kadarıyla resmi bilet satışıyla da U2 ve Metallica’yı geride bıraktı.

* TT Arena’nın İstanbul’un en güzel stadyumu olduğuna karar verdim. Mimarisi itibariyla sesi sahada toplayan akustik; duygu seline ivme kattı. Bir grup Galatasaraylı yeni sezonda kombine almaya konserde karar verdi. Bon Jovi’ye hediye edilen Galatasaray atkısı yuhalandı. Ayıp oldu. Fenerbahçeli Bon Jovi severlerin mevcut koşullar nedeniyle oluşan hassasiyetine veriyorum.

* Bon Jovi’ye alanın önündeki ‘Diamond Ring’ bölümünden bir hayranın fırlattığı Türk Milli Takımı forması statta coşku yarattı. Jon birkaç şarkıyı formayla söyledi. Her konserde böyle bir şey yapıyor sanmayın. Tamamen spontane. Bon Jovi’nin İstanbul izleyicisinden etkilendiğine ve kısa zamanda yeniden geleceğine emin olun. (Tıpkı Metallica gibi.)

* Konser yaklaşırken bir bankanın müşterilerine uygulanan yüzde 30’luk indirim, akabinde internet indirim sitelerinde yapılan yüzde 50’lik indirim tepki gördü. Buradaki hassas nokta şu; bu olaylar Türkiye’de gelişmesini arzu ettiğimiz ‘ön satış’ın köküne turp suyu sıkıyor. Yoksa indirimde, kampanyada sorun yok. Yeter ki en baştan karar verilsin.

* Konserin ön gruplarından Şebnem Ferah annesini kaybetti ve performansını iptal etti. Bon Jovi, sahneden Şebo’ya destek oldu. Redd; gazeteci Ahmet Şık ve Nedim Şener’in maketlerini sahneye taşıyarak sanatçı duruşunun altını çizdi.

Bon Jovi mutluydu. Organizasyonu da hiç üzmediler, zerre kapris yapmadılar. Buna rağmen 20 dakika kısa tuttular performansı. Sebep Jon’un geçirdiği diz ameliyatı sonrası ilk konser olması ve 50’lik delikanlının biraz yorulması.

* TT Arena’nın içki ruhsatı olmaması nedeniyle alkollü içki satışı yoktu. Geçici ruhsat alınabilirdi belki ama yetişmedi. Bunu fırsat bilen işportacılar 10 liradan bira sattı dışarıda. Dışarıda içenler içeri girip, kutusundan alkolsüz olduğu belli olmayan biraları hüpleterek sarhoş olduk sandılar. Ki keza o da 10 liraydı.

 * Konsere metroyla gitmek ayrıcalıkmış. Direkt stadyuma giriyor metro. Başka bir ülke, başka bir şehir gibi. Maçlarda da büyük konfor. Ancak dönüşte oluşan yığılma metro trafiğini etkiliyor.

* TT Arena’nın proje ortaklarından biri AEG Live. Uluslararası bir etkinlik organizasyon şirketi. TT Arena, diğer stadyumlarımızdan farklı olarak bir ‘konser alanı’ olarak da tasarlandı. Bu nedenle daha birçok güzel konser izleyeceğiz.

* Siz bu yazıyı okurken Küçükçiftlik Park’taki Judas Priest-Whitesnake konseri de bitmiş olacak. 7-8 bin kişilik bilet satışı oldu. Judas Priest’in veda konseri.

* Organizatör firma Purple Concerts’in yeni hedefi Coldplay, Red Hot Chili Peppers, Radiohead, Kiss ve  AC/DC’yi getirmek. AC/DC, 2013’te olacak gibi görünüyor.

* Önümüz Rock’n Coke. Motörhead dinlemek asıl hedefimiz. Bu arada Rock’n Coke’un bu yıl Sonisphere’e katılan Iron Maiden’a iki katı teklif verdiği, ancak ihalenin Purple Concerts’te kaldığı bilgisi de kulağımıza gelenler arasında. Bendeniz Rock’n Coke’un bir ‘heavy metal sahnesi’ne ihtiyacı olduğuna şiddetle inanıyorum.

BU YAZI 11.07.2011 TARİHİNDE MİLLİYET CADDE'DE YAYINLANMIŞTIR.