10 Eylül 2010 Cuma

U2 ve Sınıfsal Faşizm



NAGEHAN ALÇI/AKŞAM

Bugünleri de gördük nihayet. Dünyaca ünlü rock grubu U2 sonunda ülkemize geldi. Hatırlayın, 90'larda rockseverler  sürekli 'U2 ne zaman Türkiye'ye gelecek?' diye sorar, grubun ülkemizde konser vermesi ihtimalinden adeta bir ütopya gibi bahsederlerdi. Çünkü U2 Türkiye'ye korkunç insan hakları karnemiz nedeniyle gelmezdi...
Sokaklarında insanların devlet yetkililerince patır patır öldürüldüğü, beyaz Toros arabaların ölüm anlamına geldiği, 'Kürtçe şarkı söyleyeceğim' diyen sanatçıların linç edildiği, başörtülü kadınların okuldan kovulduğu ya da ikna odalarına sokulduğu, Hıristiyan ve Yahudilerin yüksek yargı kararlarında 'içimizdeki yabancılar' olarak adlandırıldığı, Sivas ve Gazi katliamı gibi karanlık ellerin izleri olan toplu Alevi kıyımlarının yaşandığı 90'lar Türkiye'sinde hiçbir güç U2 gibi özgürlükçü-demokrat bir müzik grubuna konser verdirtemezdi burada...
Kim ne derse desin... Bugünün Türkiye'sinin özgürlük ve demokrasi kriterleri açısından hala çok eksikleri var. Ancak 90'lar Türkiye'sinden ya da 8 yıl öncesinden daha ileri bir noktada olduğumuz çok açık... İşte bu sebeple, yani Türkiye'nin insan hakları karnesi, tüm ciddi eksiklerine rağmen 'Geçer' not alabildiği için artık U2 bu ülkeye gelebiliyor.

U2'nun gelmesinde en büyük pay sahibi olanların başında Egemen Bağış var. Bir yıldır grubu ikna etmeye uğraştı Bağış ve sonunda başardı. 25 yıldır ülkemize getirilemeyen dünyaca ünlü müzik grubunu getirdi... Peki ama sonra ne oldu? U2 hasretiyle yanan kitle U2'yu bin bir emekle İstanbul'a getiren Bağış'ı  bu konserde yuhaladı!!.. Bundan daha büyük bir abukluk, bundan daha büyük bir ironi yeryüzünde yoktur herhalde!

Bu 'yuhalama' olayını duyunca aklıma yıllar önce ülkemize gelen İngiliz siyaset felsefecisi Norman Barry'nin analizi geldi... Şöyle demişti Barry: 'Türkiye'de Batılı yaşam tarzına sahip olanlar Ortadoğu tipi vesayetçi bir siyasal rejim, Ortadoğulu yaşam tarzına sahip olanlar ise Batı tipi liberal demokratik bir rejim istiyor. Dünyanın başka hiçbir ülkesinde böyle  bir çelişki yok.'

Hakikaten de öyle! Dünkü Taraf'ta Yıldıray Oğur ve Zeynep Mertoğlu'nun işaret ettiği gibi U2'nun bütün şarkılarını ezbere bilip sonuna kadar ulusalcı ve 'Batı-karşıtı' olabilenlerin ülkesi burası... Türk kültürü, Türk müziği, Türk edebiyatı deyince neredeyse hiçbir şey bilmeyen ve bilmemekle de övünen  ama iş siyasete geldiği zaman ırkçılık derecesinde 'ulusalcı' çok sayıda insan var bu ülkede. Üstelik bu  kesim son derece eğitimli, kentli, kariyer sahibi bir kesim. Sözde bu ülkenin elit sınıfı..

Bir gece yarısı evinden alınıp bir daha bulunamayan Fehmi Tosun'larla ilgilenmeyen bir kesim bu. Bono sahnede 'Fehmi Tosun' deyince hiçbir duyarlılık göstermeyen. Dünyadaki insan hakkı ihlallerini de umursamayan.  Ama  politik olmayan bir demeçte Egemen Bağış ismi geçer geçmez yuhalayan bir kesim!

BU ŞARKIYI KÜRTLER İÇİN SÖYLESEYDİ?
Madalyonun diğer tarafından bakmaya çalışıyorum bir de meseleye... Diyorum ki  'AK Parti hükümetinin bu insanları da anlaması, onları kazanmaya çalışması lazım.' Ancak bu düşünce ile birlikte kendime şunu da sormadan edemiyorum: Ya  Bono 'Bu ülkede Kürtler çok acı çekti, çok zulüm gördü. Bu şarkıyı onlar için söylüyorum' deseydi?  Ya Bono 'Hala üniversitelere alınmayan başörtülü kadınlar için bu şarkıyı söylüyorum' cümlesini kursaydı? Tepkiler nasıl olurdu sizce? Bırakın alkışı, yuhalama bunun kaç katı olurdu, lütfen cevap verin...

Dünyanın her yerinde daha eğitimli, daha kentli, daha kariyerli kesim değişimin, liberalleşmenin, dışa açılmanın ve demokratikleşmenin lokomotifi olmuştur. Bizde ise tam tersi... Değişimi durdurmak, ülkeyi daha fazla içe kapatmak isteyen statükocu ve devletçi çevreler neredeyse istisnasız bu kesimden çıkıyor! Tüketim alışkanlıklarıyla Batılı olacaklarını sanıyorlar, oysa zihniyet yapıları Batı standartlarına tamamen aykırı...

Yıllardır beklediğimiz U2 konserinin  bunu bir kez daha bize göstermesi ne acı!