13 Eylül 2008 Cumartesi

BALKANLARDAN GELEN HAVA DALGASI

Balkan müziğini çok uzakta aramaya lüzum yok aslında; Anadolu’ya bakın. Anadolu’nun içinizi lime lime doğrayan ağıtlarındaki, türkülerindeki hissiyatı Balkan müziğinde de bulursunuz hiç zorlanmadan.
Benim Balkan müziğiyle kişisel serüvenim yirmili yaşlarımın başında Makedonya’ya gitmemle başlar. Köken olarak o topraklarla bildiğim bir bağım yok. Ama kan çekiyor gibi bir hisse kapılmıştım ilk gittiğimde. Daha sonra defalarca gittim. Diğer ülkeleri de kısmen görmeme karşın deneyimim ağırlıklı olarak Makedonya üzerine. Geleneksel müzisyenlerini, rock müzisyenlerini, caz müzisyenlerini tanıma fırsatım oldu. Bavul dolusu albüm getirdim oradan gelirken. Hala aklımın bir tarafı oradadır, fırsat buldukça gidiyorum, o müziklerin, o anıların peşinden…
Türkiye’de balkan müziklerinin popüler olmasına en büyük neden Goran Bregovic’in yaptığı çalışmalardır. Ağırlıklı olarak Emir Kustirica filmleri için yaptığı şarkılar Türk dinleyicisini hemen yakaladı. Bregovic Türkiye’yi ikinci vatanı yaptı, sayısız konser verdi. Goran Bregovic’in Türkiye konserlerinin neredeyse tamamını izledim. Diyebilirim ki daha önce izlediğim hiçbir konserde tüm izleyicilerin aynı anda göbek attığını görmemiştim.
Hatırlarsınız, daha sonra Sezen Aksu ve Goran Bregovic ortak bir çalışma yaptılar. Ben kendi adıma bu ikiliden daha yaratıcı bir iş bekliyordum, Aksu’nun Bregovic şarkılarına Türkçe sözler yazmaktan öte bir çaba göstermediğini görünce düş kırıklığına uğradım. Ancak öte yandan bu albüm, Balkan müziğinin daha geniş kitlelerle buluşmasını sağladı Türkiye’de.
Tabii Candan Erçetin’in o çok satan albümlerindeki Balkan uyarlamalarının katkısını da göz ardı edemeyiz.
Aslına bakarsanız hepsinden önce Oya Bora’nın “Sevmek Zamanı” adlı şarkısı var. Goran Bregovic’in “Çingeneler Zamanı” filminin soundtrack’i için yaptığı “Benzinadiko” adlı parçanın cover’ı olan ve güzel sözleri ile çıktığı yıllarda çok sevilen “Sevmek Zamanı”, benim hatırladığım kadarıyla Türk pop müziği albümleri için Türkçe’leştirilmiş ilk Balkan şarkısı.
Aradan geçen zaman içinde Balkan müziklerinin cazla, funk’la, blues’la, türkülerle etkileşim içinde olan ve daha çok dünya müziği kategorinde ürün veren örneklerini dinleme fırsatı bulduk. Bunların dışında Türkiye’de bir isim çok meşhur oldu; o da Shantel. Shantel, Hırvat asıllı Alman vatandaşı bir dj ve prodüktör aslında. Yaptığı albümler Türkiye’de o kadar tuttu ki son dönemde neredeyse memleketten gitmez oldu. Kimileri anlaşılmaz sebeplerle iptal olsa da, verdiği konserler hıncahınç doldu. Dj’liğine prodüktörlüğüne dil uzatmıyorum tamam ama konser performansı açısından çok başarılı olmadığını belirtmek isterim. “Borat” ve Fatih Akın’ın “Yaşamın Kıyısında” filmlerinin müziklerinde imzası var belki ama Türkiye’de gördüğü ilgiden kendisi de şaşkın durumda. Sahnede zıplayıp duruyor. Allah’tan Bucovina Club Orkestar var yanında, yoksa hali fena… Son dönemde “Disco Partizani” ve “ Disco Boy” ile iyice ünlenen Shantel’i izlemeye devam ediyoruz.
Bu yaz gerçekleşen Efes Pilsen One Love’ın da bir günü Balkan gypsy punk günü olarak gerçekleşti, belki biliyorsunuz. Türkiye’den ve dünyadan Balkan kökenli müzik yapan gruplar izledik. Seyircinin ilgisi çok iyiydi. İşte o gün seyrettiğim gruplardan biri olan Kolektifistanbul’un “Krivoto” adlı son albümüne dikkatinizi çekmek isterim. İlk albüm “Balkanatolia”yı da çok beğenmiştim ama “Krivoto”yu şiddetle tavsiye ediyorum. Grubun müzik yönetmeni Richard Laniepce önderliğinde Türk müzisyenlerden oluşan grup bu işin çok iyi bir örneğini veriyor. Kavalı, gaydası, zurnası, bağlaması, klarneti, saksofonu, tubası ve vurmalıları ile bugün 2010 Durakları konsepti çerçevesinde Kağıthane Sadabat Parki’nda izleyebilirsiniz. Gitmeden önce dinlemek isterim derseniz de www.myspace.com/kolektifistanbul ...