11 Ocak 2011 Salı

Ali Sami Yen Galatasaray'dır...

Annem öğretmen olduğu için; o zaman öğretmen çocuklarına bir hak vardı; Saint Benoit'yı kazanmıştım ama bir sınava girip Galatasaray Liseli oldum. 13 yaşındaydım. Önce bu Galatasaray kafasını anlamakta zorluk çektim. Ben bir futbol takımını böyle sevme ihtimalini daha önceleri bilmezdim.
Xamax maçını hatırlıyorum. Ali Sami Yen'e gittiğimizde hissettigimiz şeyi, her golde tribünden aşağı düşmelerimizi...
Kanat (Atkaya) bir ağabeyim olarak bana, liseli olmasa da GS sevgisi nasıl bir şeydir onu öğretmiş biridir. Kanat, hiç üşenmez yakın deplasmanlara bile giderdi. Hoş ben biraz müzik biliyorsam Kanat'ın babamdan izin alıp beni götürdüğü konserlerin, şimdi Yüksek Sadakat'in menajeri olan Afşin Akın'ın verdiği gitar derslerinin ve şimdi Vatan Gazetesi'nin Spor Müdürü olan İbrahim Seten'le yaptığımız uzun muhabbetlerin vesilesiyle biliyorum. Hey gidi Hey... Hey Dergisi çok acayip bir yerdi... (gerçi İbo Fenerlidir, ama iyi bir Fenerlidir :p)
Ali Sami Yen; Galatasaray'dır çünkü; asaleti, zekayı, hor görmeden sevmeyi temsil eder benim için.
Gurur duymuyor muyum Seyrantepe'yle? Duyuyorum. Aslanlar gibi gider maçlarımızı izleriz. Ama Ali Sami Yen de tıpkı Hey Dergisi gibi bir sürü anıyla kalbimize çizik atıp öyle gitmiştir hayatımızdan. Unutmayacağız.