21 Haziran 2009 Pazar

One Love sağlam başladı...


Geçen sene aldığı eleştirilere rağmen iki günü de dolu geçiren Efes Pilsen One Love (işbu yazıda bundan böyle EPOL olarak geçecektir) bu yıl daha iyi bir line up açıkladı.
Geçen yıl itibariyle Parkorman ambiyansından çıkıp (bence daha iyi oldu, çünkü Parkorman'da bir festival ambiyansı yaratmanın imkanı yoktu; gündüz havuzcular, yiyecek içecek desen tamamen Parkorman'cıların elinde; köfteydi, sucuktu, fişti, kuyrukta telef oluyorduk...) Santralİstanbul'da gerçekleşmeye başlayan festival; bu girişimi ile Bilgi Üniversitesi'ne ait bu alanı konser alemine kazandırdı. Eğer Dave Gahan hastalanmasaydı DM'i de orada daha geniş bir alana yayılarak izleyecektik.
Yeri gelmişken, İstanbul'da festival yapacak alan kalmadığının farkında mısınız? Parkorman tamamen çıktı hayatımızdan. Küçükçiftlik Parkı, Kuruçeşme Arena falan var ama bence oralarda ancak günübirlik konser olur. Hezarfen de RNC'nin bu yıl F1 Pisti'ne taşınmasıyla tarihteki yerini aldı. Geriye galiba bir tek Santralİstanbul kaldı.
Dediğim gibi geçen yıl festival olma iddiasının altını çizmek için konsept üzerine giden EPOL her ne kadar ikinci günü Balkan konseptine ayırması nedeniyle çingene festivali olmakla suçlansa da (ne komik); layıkıyla üstesinden geldi Santralİstanbul'daki ilk sınavın.
Az önce de belirttiğim gibi bu yılki line up kaydadeğerdi. Dün ilk gündü. Ben bugünkü line up'a göre daha zayıf bulduğum cumartesinin boş geçeceğini düşünüyordum. Ama gerek bilet fiyatlarının uygunluğu gerekse milletin festival açlığı beni haksız çıkarttı.
Gündüz saatlerinde sıcağın da etkisiyle boş kalan alan ilerleyen saatlerde dolmaya başladı. Olan son derece eğlenceli performansıyla boş alana şarkı söyleyen Ayça Şen'e oldu. Ayça'dan hemen sonra sahne alan Bora Uzer enerjikti ve sahneyi güzel doldurdu. Hele sahneye çıkartıp dans ettirdiği bir veled vardı ki anlatmakla bitmez.
M83 sahneye çıktığında güney iyiden iyiye çekilmeye başladı. Elektronik alemlerinin saygıdeğer ekibi M83 beklediğimden sert performansı ile kitleyi Tricky'ye hazırladı.
Türkiye'ye ilk kez gelen Tricky sahneye çıktığında alan maksimum kalabalığa ulaşmıştı. Tricky sahnedeyken ve ben kendisini kalabalıktan izleyemezken acaba yarın (yani bugün) nasıl olacak diye kaygılanmaya başladım. Çünkü bugün alanın daha kalabalık olacağı kesin, bakalım ne yapacağız...
Gecenin son ekibi alternatif camianın yakınen tanıdığı Klaxons'du. Görebildiğim kadarıyla iyi bir performans gösterdiler. Kalabalıktan bunalarak yarısında çıktım ve konserin yakaladığım kadarını evde Dream TV'den seyrettim.
Bugün Yasemin Mori sahnedeyken alanda olup Portecho, Starsailor ve Röyksopp'u izlemeyi umuyorum. Ama sadece umuyorum. Eskisi gibi önlere gidecek enerjim yok. Geride de durmak pek mümkün değil Santral İstanbul'da. Arkada tahta masalarda falan oturmak lazım. O vakit de festivalde gibi hissetmiyorsunuz kendinizi. Önümüzdeki yıl kesin alanın büyümesi lazım. Festival ruhunu rahat rahat, çimlere yayılarak, bunalmadan yaşayabilmek için.