9 Kasım 2007 Cuma

DİJİTAL ŞİRKET OLMAK

www.pafil.com/2007
Önce korsan tezgâhlar vardı. Çok değil bundan 3–5 sene önce; sokakta korsan CD satan tezgâhlar ortadan kalktığında sorunun çözüleceğine inanıyor; ilgili makamları göreve çağırıyorduk. Derken ev kopyası diye bir durumla yüz yüze geldik. İlerleyen teknoloji, hemen her kişisel bilgisayarı bir korsan haline getirmişti. İsteyen, istediği albümü evinde dilediği sayıda kopyalayabiliyordu artık.

O zaman dedik ki; bırakalım korsan tezgâhları ile uğraşmayı da şu ev kopyasına bir çözüm bulalım. Ancak, ne kopya korumalar, ne DRM kodları kar edebildi bu hızlı gelişmeler karşısında…

Henüz ev kopyası şokunu atlatamamıştık ki, bu sefer “p2p” tabir edilen paylaşım biçimi ile tanıştık. Napster ve benzeri kimi oluşumların bir havuzdan bedava dağıttığı mp3 formatlı şarkıların yarattığı büyük hasar dünya müzik endüstrisini derinden yaralamıştı. Büyük grupların açtığı büyük davalar yasal olmayan bu paylaşım biçimini ortadan kaldırdı kaldırmasına ama sanal âlemde çareler tükenmiyordu. P2p (peer to peer/arkadaştan arkadaşa) de işte tam bu sıralarda ortaya çıktı.

Napster ve benzeri oluşumların yaptığı hatadan yola çıkan yazılımcılar en kısa tanımıyla ev kullanıcılarının bilgisayarlarını birbirlerine bağlayarak kişisel müzik arşivlerini ortak kullanıma açan programlar yarattılar. Bu formül, yasal yaptırımın önünü de kapatmıştı. Bugün Emule, Limewire gibi programlar tüm dünyada milyonlarca kullanıcı tarafından kullanılıyor.

Tüm bu gelişmeler yaşanırken doğal olarak dünyada CD satışları düşme trendine girdi. CD türü plastik taşıyıcılar, tüketicinin algısında da değer yitiriyor, koleksiyoner eğilimler hızla yok oluyordu.

Öte yandan internet ortamı üzerinden yasal müzik satışı da rayına oturmaya başlamış, tüm dünyadaki müzik satışları pastasından belirgin bir dilim kapmayı başarmıştı. Ancak dijital satışların yükselen yıldızının mobil satış olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz. Tüm dünyada yaklaşık 2,6 milyar cep telefonu kullanıcısı olduğu, servis sağlayıcıların verdiği sayısız hizmet, bluetooth teknolojisi gibi unsurlar; hele hele mobil ortamda yasal olmayan paylaşımın engellenmesinin internet ortamına kıyasla daha kolay olması da düşünülünce, bu trendin nedenleri daha iyi anlaşılıyor.

Sektörel açıdan baktığımızda, geçtiğimiz 7 yıl içinde yaşanan tablo ana hatlarıyla böyle. Ancak diğer taraftan öyle önemli gelişmeler yaşanmakta ki; olayın sadece internet paylaşımı, ev kopyası, mobil satış gibi nedenlerden ötürü konvansiyonel albüm satış yöntemlerinin pazar kaybetmesinin ötesinde bir dönüşüm sancısı olduğunun da önemli işaretlerini veriyor.

Arkadaşlık, sevgili bulma, kendini ifade etme gibi amaçların etrafında şekillenen cemaat sitelerinin belki de en olgun iki örneği “A Place For Friends” sloganıyla yola çıkan Myspace ve “Broadcast Yourself” sloganıyla yola çıkan Youtube.

Ağırlıkla olarak müzik konsepti üzerine inşa edilen Myspace’teki sayfanıza kendi evinizde ürettiğiniz şarkılarınızı koyabiliyor, Youtube’da video’nuzu yayınlayabiliyorsunuz örneğin (daha birçok şey yapabildiğiniz gibi).

Bu ve benzeri sitelerin ürettiği imkânlar tüm dünyada birçok internet starının doğmasına neden oluyor. Büyük müzik şirketleri de deyim yerindeyse minimum promosyon maliyeti gerektiren bu tip potansiyel internet starlarının peşinden koşuyor artık.

Bugün yeni starlar bulmak için internet ortamında dolaşan büyük şirketlerin yarın tarih olmamaları için dijital dönüşümün kodlarını dikkatle okumaları gerekiyor. Çünkü söz konusu dijital dönüşümü gerçekleştiremezlerse ve plastik taşıyıcıların konvansiyonel yöntemlerle satışının daim olacağı masalına inanmaya devam ederlerse yok olup gidecekler. Artık herkes potansiyel bir star ve çok yakın bir gelecekte kimsenin dünyaya ulaşmak için prodüktör şirketlerin vereceği desteğe gereksinimi kalmayacak.

Bir yandan dijital dönüşümü gerçekleştirirken diğer yandan plastik ya da başka format taşıyıcıların varlığını sürdürmesi için gerekli stratejileri geliştirmek, koleksiyonerlik duygusunu besleyecek yatırımlar yapmak gerekiyor.

Bunu öngören müzik şirketleri ayakta kalacak, gerisi içinse yapacak bir şey yok maalesef…