Bu
sandıkla gelmek, sandıkla gitmek meseleleri üzerine dusunuyorum son
gunlerde... Temiz bir sandık, kuşkusuz çağdaş bir demokrasinin bel
kemiğidir.
Peki, bir sandığı "kirleten" unsurlar ne olabilir? Yok,
tahmin ettiğiniz gibi mükerrer oy, oyların çöplüklerden çıkması gibi
konulara deginmeyecegim.
Benim konum farklı...
Bugün hala değiştiremediğimiz 12 Eylül Anayasası
gayet güzel sandıktan çıkmıştır mesela. Neredeyse mutlak bir kabul
edilmişliği vardır. O anayasaya "evet" denmesi için kimsenin kafasına
silah dayanmamıştır. 12 Eylül yönetimi her ne kadar "silahlı" bir
yönetim de olsa bu böyledir. Herkes gitmiş "paşa paşa" evet vermiştir
anayasaya.
Şimdi bu seçim demokratik bir seçim midir? Sandik sandik
midir? Ben de sayin başbakanimiz gibi konusayim; hiç kusura bakmayin
aynen öyledir teknik olarak. Yani darbe döneminde yapılmış demokratik
bir seçim... Darbe döneminde insanların önüne konulmuş bir "sandık"....
Peki ANAP iktidarı?
Cunta'nin veto ettiği onca adayın arasından seçime girmelerinde bir
"sakınca" görülmeyen 3 aday (Necdet Calp ve Turgut Sunalp diğer ikisi)
arasından seçilen; 4 eğilimi birleştirme, huzur ve güven ortamini
muhafaza etme koşuluyla yolu açılıp seçilen tonton demokratik bir şekilde mi gelmiştir? Bence hayır. Ama sandıktan mı çıkmıştır? Evet.
Musri'nin "demokratik" yollarla geldiği ve ancak demokratik yollarla
gidebilecegi noktasında aynı eleştiriyi yapabilirim. Gelişi tontonun
gelişine çok benzer. Ama sandıktan mı çıkmıştır? Evet. Gidişinin de
sandık yoluyla olmasını isteriz. Yine de bu az önce söz ettiğim gerçeği
değiştirmez.
Sayın Başbakan'ın da altını çizdiği gibi "demokratik
darbe" olmaz. Tıpkı örneğini verdiği gibi bu: "yaşayan ölü" demek gibi
birşeydir. Kendileri adını koyamamış bu bir "oksimoron" olur.Öte yandan darbenin her türüne de karşıyız. Askeri ya da sivil...
Ancak; sandık fetişizmi de iyi birşey değildir. Sözüm meclisten dışarı
tarih neredeyse tuvalete giderken bile halkın önüne sandık koyan
diktatörlerle doludur.
Tarih; sandığın tek başına demokrasi ölçüsü
olmadığı; bilakis demokrasi dışı siyasi davranışları örtbas etmek için
de kullanılabileceği gerçeğini tokat gibi çarpar yüzünüze... Tabii ki
sözüm meclisten yine dışarı....
Sadece "sandık da sandık" diyenlere danışmanlık yapıyor olsaydım neler söylerdim, onun altını çizmek istedim. Yigit Bulut'un bu konulara deginecegini sanmiyorum.