3 Ocak 2011 Pazartesi

Eurovision ve Fizy

Bugünkü Milliyet Cadde/ Sokak Çocuğu yazısı

EUROVISION’A SADAKAT

Yüksek Sadakat, Eurovision’a gidiyor…
Şimdi bir bardak suda türlü fırtına kopacak. Doğru mudur, değil midir; İngilizce midir, Türkçe midir; o mudur, bu mudur…

Yüksek Sadakat; biliyorsunuz “Belki Üstümüzden Bir Kuş Geçer”le popüler müzik havuzuna çivileme atlamış bir grup. Daha güzeli; geçen zaman içinde kendine ait bir sound yaratmış; Türkiyeli olmayı becermiş bir rock grubu.

Elektro gitarla türkü söylemek, kitleleri coşturmak başka bir şey; bizim ritimleri, melodik yapıları esas alarak “rock” yapmak başka bir şey…
Baktığınızda Ayna; kitlelere mal olmuş bir gruptur. Ama elektro gitarla türkü söylemektedir. Ben o ceylanın; gurbette yorgun düşmesini istemezdim doğrusu.  

Baktığınızda Atiye; Eurovision için biçilmiş kaftandır. Ama daha genç Atiye; biraz daha pişer, seneye gider. Atiye olamadı çünkü TRT’nin; Hadise deneyiminden sonra sıtkı sıyrılmıştır. Kurum olarak “kadın” temsilci tercih etmiyor olabilirler bir süredir. O da ayrı bir tartışma konusu.
Baktığınızda Tarkan gitmeyeceğine göre; Tarkan türevlerinden Murat Boz’dur, Dalkılıç’tır ya da bir diğeridir, olabilir miydi? Olamadı çünkü TRT, grup tercih ediyor bildiğim kadarıyla.

Baktığınızda; içimden “Hayko Cepkin gitseydi” demek geçiyor; yıksın o sahneyi, herkesi şaşırtsın. Ermeni kökenli bir Türk vatandaşının bu ülkede neler yaptığını göstersin. Ama bunu söylemiyorum; çünkü Hayko için, en azından şimdilik, doğru bir hareket olacağını düşünmüyorum. TRT’den de böyle bir açılım beklemiyordum.

Hande Yener olmaz mıydı dersiniz? Olurdu tabii… Türkiye’yi bir Lady Gaga şakası ile temsil etmek istiyorsak neden olmasın, olurdu. Ama Atiye’yi bile potaya sokmayan TRT’nin Hande’yi düşünme ihtimali zaten azdı. Şebnem Ferah, Bengü ve Demet Akalın konusuna girmiyorum bile…

Yüksek Sadakat olmasa kim olurdu koşullar itibariyle TRT için? Gripin olurdu… Emre Aydın olurdu…
Hepsini bir kenara bırakalım. Yüksek Sadakat yeni albümünü çıkartma arifesindeydi. Yani ellerinde bolca şarkı var.

Şimdi Yüksek Sadakat; TRT’ye 3 şarkı önerecek, birisi seçilecek. Çok büyük olasılıkla İngilizce söz ve hareketli bir şarkı tercih edecekler.

Geçen yıl; maNga gibi Eurovision için çok uygun bir gruba bile hoyrat eleştirilerimizle neler çektirdiğimizi düşününce, Yüksek Sadakat’a sabırlar diliyorum.
Şarkı seçimleriyle, Eurovision kriterlerine uygun düzenlemeleriyle, sosyal medya ve ülke bazında tanıtımlarıyla; en önemlisi sahne şovlarıyla ellerinden gelenin en iyisini yapacaklarına inanıyorum.

FIZY, MÜ-YAP’A KARŞI

Twitter ve Facebook ortamlarında coşanlar Fizy’yi ayrı severler. Sevdiceğine, arkadaşına, ortama uygun bir şarkı yollayıp meramını anlatmak için şahane bir yöntemdir www.fizy.com.

Aradığımız Fizy’ye bir süredir ulaşılamıyor çünkü MÜ-YAP, mahkeme kararıyla kapattırdı Fizy’yi. Hem de Fizy; bir Türk girişimi olarak dünyanın en önemli internet ödüllerinden “Mashable Ödülleri”nin ilk 3’üne girmişken… Perşembe günü Las Vegas’ta ödülü alacaklar.

Bu; MÜ-YAP’ın yasal hakkıdır. Bunu tartışmanın bir manası yok. MÜ-YAP Türkiye’deki müzik yapımcılarının en büyük meslek birliğidir. Görev tanımı bellidir, yetkisi bellidir.

MÜ-YAP Başkanı Bülent Forta’ya sordum; “bize erişim engelleme kararı aldırmaktan başka bir çare bırakmıyorlar, yoksa hiç tercih ettiğimiz bir yöntem değil” dedi.

Kapatmak zorunda mı yani MÜ-YAP, bu telifi almanın başka bir yolu yok mu?
Bülent Forta’ya göre zaten o yollar denenmeden kapatma kararı alınmıyor.
Bu Myspace’te de, Last FM’de de, MyNet’te de böyle oldu.

MÜ-YAP’ın bir an önce bir halkla ilişkiler departmanı kurması gerekiyor. Mekanik hak nedir, temsili hak nedir, komşu hak nedir; MÜ-YAP, MESAM, MSG, MÜYORBİR kimdir; hak ve yetkileri nelerdir; lisanslama nedir, pazarlama nedir, hak paylaşımı nasıl olmaktadır; herkese “basitçe” anlatması gerekiyor.
En başta hak sahiplerine; bana sorarsanız bu konuda en cahili onlar. Ve tabii biz medya mensuplarına; biz de az cahil sayılmayız bu konuda.

Ama şunu da anlatması gerekiyor MÜ-YAP’ın: MÜ-YAP, Bir “patronlar kulübü” müdür? MÜ-YAP’ın asil üyeleri mi yemektedir gelen paraların kaymağını? O kaymağı başkası yemesin diye asil üye olmanın yolu kapatılmış mıdır? Mesela Turkcell’e ya da Türk Telekom’a MÜ-YAP dijital şarkı havuzu pazarlandığında, oradan gelen milyon dolarlar nasıl paylaşılmaktadır?

Hukuk çerçevesinde gerçekleşen tüm bu uygulamaların, herkese “açık seçik” anlatılması gerekiyor. Bunu yapamıyorsa MÜ-YAP; günah keçisi olmaya alışmalı.