4 Ağustos 2010 Çarşamba

Blue Jean yıllarından unutulmaz anılar

Geçenlerde Blue Jean'in efsane fotoğrafçısı Serkan Eldeleklioğlu evlendi. Düğünde Ben, Barış, Tunç, Ayhan aynı masadayız. Ayhan bir ara şöyle birşey dedi; "...hiçbir yer sizin yanınız gibi değil. Blue Jean ailemmiş benim. Herkes geliyor geçiyor, Blue Jean'deki o arkadaşlık hiç değişmiyor; hep aynı..."


Bizim Ayhan hep böyle durur durur vurur. Pek bi içime işledi o laf. Ama ne kadar doğru, düşününce... Geçen onca yıl içinde hayatımızda değişmeyen tek şey o efsane ekip ruhu, o sevgi...

Bunları düşünürken birden aklıma bizim sürekli kendi aramızda konuşup güldüğümüz Blue Jean efsaneleri geldi. Geçen onca yıl içinde başımıza gelen türlü komik olay... Aklıma gelenleri yazıyorum. Lütfen eksiklerimi notun altına yorum yaparak tamamlayınız...



* Ergün'ün tadilatta olan bir sinema salonunun kapısında yazan "tadilatta" yazısını okuyarak "a ne güzel; İtalyan filmi gelmiş" diye düşünmesi ve bilet almaya çalışması.

* Dergiyi bitirmek için sabahlarken ben Barış ve Tunç'u eğlendirmeye çalışıyorum. Önce electric boogie ardından yer hareketleri falan, sabaha karşı ofiste break dance show var. Tam o sırada gelen temizlik görevlisi yerde sırtının üstünde dönmeye çalışan bir yayın direktörü görüyor. Pardon diyerek uzaklaşıyor.

* Ergün'ün neredeyse haftada iki sabah dalgınlıkla evdeki telsiz telefonu alarak ofise getirmesi ve her seferinde çantasından çıkan telefonu görüp şaşırması...

* Geceleri Show TV'de gündüzleri Blue Jean'de çalışan Tunç'u saat 16.00 sularında uyandırabilmek için ev telefonundan arayıp çıkan telesekretere "tuuuunç uyaaaan" diye ekipçe bağırmamız.

* 1 Nisan'da fotokopiyle sahte marklar yapıp (fotokopinin arka yüzüne yala pırasayı yazmak suretiyle) birbirimizi kandırmaya çalışmamız (yere atıyorduk ofiste kim alırsa makara yapıyorduk). Sonra aynı gece ekipçe pavyona gidip o sahte marklarla hesap ödememiz. Pavyoncuların bunu yemesi...

* Barış'ın macintosh kullanırken usta bir piyanist edasıyla yaptığı rutin hareketler. Bkz Fazıl Say coşkusu...

* Barış'ın bir gün dergiye bugün Evcilik Oyunu'nda oynayan Kendi'yi getirip bizle tanıştırması. Bizim Kendi'yi iplemeyip kendi haline bırakmamız.

* Kutlu'yu "Bilgi İşlem'den arıyorum, sizin bilgisayardan porno sitelere girildiğini tespit ettik" demek suretiyle işletmem. Kutlu'nun aniden hepimizi satarak, "kesin bizim çocuklar girmiştir, ben kendilerini uyayrırım" demesi.

* Kutlu'nun kendisine söylenen birşeyi anlamadığında zaman kazanmak için ".... derken" demesi. Mesela:

-Kutlu tashihleri yaptın mı, bak dergi yetismeyecek...

- Dergi derken?

:))))

* Esra'nın çekim için getirdiği kıyafetleri, şapkaları falan giyip dergi grubu içinde dolaşmamız.

* Çağlayan'la Barış'ın atışmaları. Barış'ın her seferinde Çağlayan'a küsmeye karar vermesi.

* Çağlan'ın yazı işleri müdürlüğü döneminde msn'de aynı anda 5 kişiyle yazışırken, yazı okuyor gibi görünmekteki ustalığı. Ancak konuştuğu kişilerin yazdıkları şeylere verdiği gülümseme tepkileriyle habire kendini ele vermesi. Ne gülüyorsun diyince yazıya gülüyorum demesi.

* Ekipçe gittiğimiz Bodrum tatilinden önce Ergün'ün saçlarını sarıya Kerem'in de maviye boyatması. Daha sonra mavi saçtan sıkılah Kerem'in saçlarını leopar desenli boyatmaya karar vermesi ve onu da yapması.

* Zeynep'in günün belirli anlarında girdiği sebepsiz gülme krizleri. Kriz sırasında konuşamaması, benim suratımı gördükçe daha çok gülmesi...

* Özlem'le yaptığım iş görüşmesi sırasında kendisiyle kanka olmamız sonra bir yerde dans ederken kendisini yere düşürmem, kafasının armut gibi şişmesi. Benim bu hareketimin insan kaynakları tarihine geçmesi.

* Ayhan'la ilk iş görüşmemi Captain Hook barda yapmam. Kendisiyle orada tanışıp iş teklif etmem. Bu teklifi kabul etmesinin 1 yıl sürmesi.

* Doğu'yla irc'de yaptığımız iş görüşmesi. Doğu'nun enteresan sorularıyla beni kitlemesi.

* Yeni çıkartacağımız rock ve heavy metal eki için isim ararken onca saçma sapan isim bulduktan sonra bir anda "Headbang"in aklımıza gelmesi. O kadar zaman düşünüp nasıl bulamadığımıza dair büyük şaşkınlık.

* Kaan ve Barış'ın Rami jargonuyla yaptığı yorumlar.Mesela "arzular şelale" lafı tv dizilerinde ünlü olmadan yıllar önce biz biliyorduk Barış ve Kaan sayesinde...

* Doğu'nun konu toplantılarındaki aykırı çıkışları; müzmin muhalefeti; Kutlu'nun ağabey kıvamındaki ara buluculukları.

* Büyük Marillion fanı olan Ergün'ü işletmek için "Marillion İstanbul'da" diye bir faks hazırlayıp diğer faksların arasına koymamız. Ergün'ün faksı görünce sevinçten deliye dönmesi ve faks üzerindeki numarayı araması. Karşısına çıkan kişinin de mavradan haberdar olması ve devam ettirmesinden ötürü duruma iyice inanması ve birkaç gün mutluluk içinde dolaşması.

* Aynı faks mavrasını daha sonra Ayhan'a "Brit Attack" şeklinde yapmamız. Brit Attack'ın headliner'ı olarak Placebo yazmamız. Brian Molko diyince ağlayacak kadar duyarlı olan Ayhan'ın tabii ki bu mavrayı yemesi.


.Tak Yildiz Bakın bi de şu efsane var yine telefonda geçiyor. Benim numaramdan arıyor kişi ve diyor ki:

- İyi günler efendim Aydın Doğan'la görüşebilir miyim?

- Ee kendisi pek uğramaz Blue Jean'e evden çalışıyor...

ahahah

about an hour ago · LikeUnlike · .Zeynep Okyay bu efsaneymiş!

about an hour ago · LikeUnlike · .Tak Yildiz Bi de bana bi mektup gelmişti zarfın üzerinde aynen şöyle yazıyor:

Sayın Tolga Akyıldız

Blue Jean Dergisi

Hürriyet Medya Flowers İkitelli İstanbul... :))))

about an hour ago · LikeUnlike · .Tunç Dindaş Hhahahaa.. bunu bilmiyordum.. kendisi telifli :P :D

about an hour ago · LikeUnlike · .Tak Yildiz Verdiğimiz ilk klip cd'sinin muvaffakatnamelerini toplarken Ogün Sanlısoy'un "Ben de Özledim"i için eser sahibi Ferdi Tayfur'un işi yokuşa sürmesi. Kendisiyle sıkı pazarlık yapmam. Sonunda Ferdi Tayfur'un "Aydın Doğan'ın parası yok mu atsı...n bi viski parası" demesi.

Benim "Ferdi Bey siz MESAM'dan almıyor musunuz telifinizi, biz oraya ödüyoruz " diyince "Ben zaten Ogün Şensoy'dan da bi para almadım" demesi. İstediği paranın Unkapanı'na bond çantayla götürülmesi. O paranın 5 kasa Chivas Regal bedeline tekabül etmesi. Derginin o ay ayın 7'sinde çıkması. Yine de rekor satış yapması... :))))See More

about an hour ago · LikeUnlike · .Idil Deniz Turkmen hayatım boyunca çalıştığım en harika yerdi Blue Jean. Serkan da evlendi ha, vay be! Ben de Serkan'ın derginin verdiği yılbaşu partilerinden birinde aşırı sarhos olması sonra kendisini masalardan birinin altında bulmanız, akabinde de eve d...önüş yolunda Ataköy'de bir bankta uyuyakalması gibi efsanevi bir hikaye hatırlıyorum. Bunlar ayrı zamanlarda da gerceklemiş , kafamdan uyduruyor olabilirim. Bu arada "çok para istemem , güzel de sayıırım" yazan bir cv ile beni işe alan tek kurum özelliğini de taşır Bue Jean. ahhah ne günerdi ya!See More

48 minutes ago · LikeUnlike · .Tak Yildiz e daha ne yazacaksın İdil :)))

25 minutes ago · LikeUnlike · .Neyran çınar Supersın Tolgam yıne cok guldum,ıyıkı tanımısım senı:)

22 minutes ago via Facebook Mobile · LikeUnlike · .Tak Yildiz Neyran'ın reklam departmanından ekiple gerçek bir ilişki kurabilen tek kişi olduğunu da eklemek lazım komik olaylara :)

20 minutes ago · LikeUnlike · .Neyran çınar Delııı yaaa senı sevıyorummm:)