16 Şubat 2012 Perşembe

TAK'INTI

Türkçe en büyük takıntım benim. Asla milliyetçi değilim. İnsancıyım, dünyacıyım…Global mlobal, küresel müresel öyle yaklaşımları da sevmem; insana inanırım. Türküz Türkçe konuşuruz da demiyorum. Ama bütün diller için geçerli olduğu üzere Oktay Rıfat’ın şiirinde “kuşlar en ufak bayraklarıdır aşkın” dediği gibi bir dil de senin kültürünün bayrağıdır.
Eskimo dilinde kar için, soğuk için bilmem kaç tane laf vardır derler. Aslında yalan… Bir dil senin eksiklerini, zaaflarını da anlatir… Mesela bizim dilde ne kadar çok “barış, sevgi, kardeşlik” lafları kullanılıyor değil mi? Niye? Yok çünkü…
Her dilde en büyük küfürlerin mesela “si*erim seni” şeklinde olması tesadüf değildir. İnsandaki şiddet de dili belasıyla ortaya çıkar. En çok yapmak istedigi şey küfüre dönüşür.
Fransızlar Michael Jackson’a Mişel Jakson diyor. Öyle bir şeyden söz etmiyorum. Ama mesela Fransızca’da “denizin üzerine uçakla inmek” eylemi için tek bir kelime var; “surnager”…
Bir dil, senin gururundur… Ne kadar zenginse, şairlerin işini o kadar zorlaştırır. Ama iyi şairler de gonlu ve durusu zengin dillerden çıkar...
Hadi bunu “like” edin!